Bismillah
Herkese Merhaba!
Bugünkü yazının konusu favori dizim olan Seksenler. TRT1'in sevilen dizisi Seksenler yayınlandığı sırada çok takip edemiyordum ama içten içe seviyordum, sebepsiz. Bir gün her dizi gibi Seksenler de final yaptı.
Finalin ardından epey zaman geçti. Seksenler dizisi 360 TV'de yayınlanmaya başladı. O sıralar televizyonda izlediğimiz pek de bir şey olmadığından Seksenler'i izlemeye başladık. Hem de öyle bir başladık ki...360 TV sağ olsun sabah akşam Seksenler izler olduk başka bir şey var mı diye bakmadık bile televizyonu açar açmaz Seksenler varsa tamamdır dedik. Keyifle izledik.
Seksenler defalarca bitti. En baştan sanki yepyeni bir dizi izler gibi yeniden heyecanlandık tekrar başlamasına. 360 TV bittikçe başa aldı diziyi. İki yıldan fazla oldu sanırım. Ve bir şey söyleyeyim mi? Biz hala Seksenler'i bırakmadık. Mesela ben şuan bu yazıyı yazarken içeriden Nazlı'nın sesi geliyor.
Öyle garip bir şey ki bu, bilmem hiç yaşadınız mı? Ben odada bir şeylerle uğraşırken içeriden Seksenler'in dizi müziğini duyduğumda sanki bir mıknatısla çekiliyor gibi ayaklarım oraya yöneliyor. Ben sınava çalışırken evdekiler Seksenler'i izliyorsa üzülüyorum, kalbim, aklım orada oluyor.
Ben genelde bir diziye çok bağlanıp içine giremem, bir diziyi izliyorsam o dizide sevdiğim, takip ettiğim bir oyuncu olduğu içindir. Sevdiğim oyuncu diziden ayrıldığında dizi de biter benim için. Ama bu öyle değil Nazlı'sından Ergun'una, Bekçi Bekir'inden Pöftürük Şahin'ine, manavından kasabına, bakkalına... hepsini çok seviyorum.
Seksenler'i neden bu kadar sevdiğimi uzun uzadıya düşündüm. Gayet mantıklı da bir gerekçe buldum. İnternetin, cep telefonlarının, bilgisayarların olmadığı bir dönem... Kimse bir telefonun başında etrafındakilerle iletişim kurmadan akşama kadar oturmuyor. Mesela pastaneye gidilmişse pastaneci de dahil olmak üzere birlikte güzel sohbetler ediliyor. Mahallede birinin bir sıkıntısı olduğunda tüm mahalleli bir olup çareler arıyor. Çocuklar bilgisayar başında değil sokakta köşe başında oynuyor oyunlarını.
Takvim yaprakları mesela... Takvim yapraklarının her gün çevirildiği dönem içimi ısıtıyor.
Sanırım ben bu çağa ait değilim.
Son zamanlarda Seksenler'in yeniden başlayacağı söylenmeye başladı. Ben de biraz bakındım. Birol Güven 9 Temmuz'da ''Yazmaya Başladık'' açıklamasıyla Seksenler 7. Sezon 1. Bölüm Senaryosunun kapağının fotoğrafını paylaşmış instagram hesabında. Bu da demek oluyor ki evet Seksenler yeniden başlayacak. Ama ne zaman olur henüz net bir tarih yok. Bekleyip göreceğiz.
Yeni bölümler başlayana kadar eskileri izlemeye devam...
Sizin hiç bu kadar sevdiğiniz bir dizi oldu mu? Yorumlarınızı merakla bekliyorum. ^_^
Sevgiyle kalın... 💜
Herkese Merhaba!
Bugünkü yazının konusu favori dizim olan Seksenler. TRT1'in sevilen dizisi Seksenler yayınlandığı sırada çok takip edemiyordum ama içten içe seviyordum, sebepsiz. Bir gün her dizi gibi Seksenler de final yaptı.
Finalin ardından epey zaman geçti. Seksenler dizisi 360 TV'de yayınlanmaya başladı. O sıralar televizyonda izlediğimiz pek de bir şey olmadığından Seksenler'i izlemeye başladık. Hem de öyle bir başladık ki...360 TV sağ olsun sabah akşam Seksenler izler olduk başka bir şey var mı diye bakmadık bile televizyonu açar açmaz Seksenler varsa tamamdır dedik. Keyifle izledik.
Seksenler defalarca bitti. En baştan sanki yepyeni bir dizi izler gibi yeniden heyecanlandık tekrar başlamasına. 360 TV bittikçe başa aldı diziyi. İki yıldan fazla oldu sanırım. Ve bir şey söyleyeyim mi? Biz hala Seksenler'i bırakmadık. Mesela ben şuan bu yazıyı yazarken içeriden Nazlı'nın sesi geliyor.
Öyle garip bir şey ki bu, bilmem hiç yaşadınız mı? Ben odada bir şeylerle uğraşırken içeriden Seksenler'in dizi müziğini duyduğumda sanki bir mıknatısla çekiliyor gibi ayaklarım oraya yöneliyor. Ben sınava çalışırken evdekiler Seksenler'i izliyorsa üzülüyorum, kalbim, aklım orada oluyor.
Ben genelde bir diziye çok bağlanıp içine giremem, bir diziyi izliyorsam o dizide sevdiğim, takip ettiğim bir oyuncu olduğu içindir. Sevdiğim oyuncu diziden ayrıldığında dizi de biter benim için. Ama bu öyle değil Nazlı'sından Ergun'una, Bekçi Bekir'inden Pöftürük Şahin'ine, manavından kasabına, bakkalına... hepsini çok seviyorum.
Seksenler'i neden bu kadar sevdiğimi uzun uzadıya düşündüm. Gayet mantıklı da bir gerekçe buldum. İnternetin, cep telefonlarının, bilgisayarların olmadığı bir dönem... Kimse bir telefonun başında etrafındakilerle iletişim kurmadan akşama kadar oturmuyor. Mesela pastaneye gidilmişse pastaneci de dahil olmak üzere birlikte güzel sohbetler ediliyor. Mahallede birinin bir sıkıntısı olduğunda tüm mahalleli bir olup çareler arıyor. Çocuklar bilgisayar başında değil sokakta köşe başında oynuyor oyunlarını.
Takvim yaprakları mesela... Takvim yapraklarının her gün çevirildiği dönem içimi ısıtıyor.
Sanırım ben bu çağa ait değilim.
Son zamanlarda Seksenler'in yeniden başlayacağı söylenmeye başladı. Ben de biraz bakındım. Birol Güven 9 Temmuz'da ''Yazmaya Başladık'' açıklamasıyla Seksenler 7. Sezon 1. Bölüm Senaryosunun kapağının fotoğrafını paylaşmış instagram hesabında. Bu da demek oluyor ki evet Seksenler yeniden başlayacak. Ama ne zaman olur henüz net bir tarih yok. Bekleyip göreceğiz.
Yeni bölümler başlayana kadar eskileri izlemeye devam...
Sizin hiç bu kadar sevdiğiniz bir dizi oldu mu? Yorumlarınızı merakla bekliyorum. ^_^
Sevgiyle kalın... 💜
Yorumlar
Yorum Gönder